15 Ocak 2019 Salı

Cennete Giden 6 Yol

Kaç gece ağlayarak "Ölmek istiyorum." diyerek sabaha sağ çıkmama umuduyla dua ettiğimi hatırlamıyorum. Kaç sabah görünen güneşin ardındaki toz ve gaz yığınında boğulduğumu ve kaç güzü bulutların dağılmasını bekleyerek geçirdiğimi hatırlamıyorum.

İnanın, hala kendime hayret ediyorum. Bu yüzden bir kaç şeyi sizlerle paylaşmak istedim. Düştüğüm yerden ayağa nasıl kalktığımı, kalktığım yerden yürümeye nasıl devam ettiğimi anlatmak istiyorum. Kendimi sevmeyi yeniden nasıl başardım, korkmadan devam edebilmeyi nelerle öğrendim; bugün bunları paylaşmak istiyorum.

Hazırsanız başlayalım; Cennete Giden 6 Yol



1- Kendinizi tanıyın

Antik Yunan'da Delphi'deki Apollon Tapınağı'nda yazılıydı "Nosce Te İpsum" yani "Kendini tanı!" ve derdi ki Sokrates "Kendini tanı. O zaman evreni ve başkalarını tanıyacaksın."

Kendini tanırsan varoluşunu, özünü, sana şah damarından da yakın olanı tanırsın, derler. Kendini keşfedersen, her şeyi keşfedersin.

Kendimi tanıma serüvenim (Bu asla bitmeyecek bir yolculuk benim için.) Zeynep'in kim olduğunu tanımlamaya çalışmakla başladı. Aynaya bakıp ne kadar kilo aldığımı, saçlarımın beyazladığını, gülümsememi kaybettiğimi ve gittikçe çirkinleştiğimi düşünüp; kendimi tamamen bunlarla tanımlardım. Sonra herkesin beni böyle gördüğünü, bu yüzden sevmediklerini, görmezden geldiklerini ve asla sevilmeye layık olmadığımı düşünürdüm. 

Sonra kendi gerçekliğimi kendim yarattığımı fark edince, bir sıçrama yaşadım. Anladım ki biz kendimizi nasıl görürsek, karşımızdaki de öyle görürmüş. Kendimizi yok sayarsak; kendi zevklerimizden uzaklaşıp, sağlığımızı önemsemez ve kendimize değer vermeyi bırakırsak zaten değer de görmezmişiz. Meğer aynaymış herkes hayatımıza. 

İşte o sıçrama anında, değişmeyi seçtim. Yazdığım öyküleri, okuduğum kitapları düşündüm. Yürüdüğüm yollar, mücadele ettiğim zorlukları hatırladım. Müziğe nasıl aşık olduğumu, yol hikayeleri biriktirdiğimi, sırt çantamın daima kapımın arkasında hazır olduğunu anımsadım. Fark ettim ki, ben sahip olduğum tüm duygularımla kendime yepyeni bir dünya örebiliyormuşum. İçimde saklı kalan müzisyeni, kaşifi, gezgini, yazarı, araştırmacıyı yeniden keşfettim. Bütün bu kişiliklerim benim yolumdaki yol arkadaşlarımmış. Daha da güzeli, benim zaten kendime ait bir yolum varmış. Kendimle, inançlarımla ve hayallerimle gurur duydum. Ve kendime bir söz verdim; keman çalmaya geri döneceğim, yazmaya başladığım kitabımı bitireceğim, yeni kitaplar, yollar ve öyküler keşfetmeye devam edeceğim. Ve asla duygularıma yenilmeyeceğim.

Yenilgilerimle barıştım. Çünkü her yenilgim aslında benim için yeni öğretiydi. Henüz gidememiş olmak, aşkta mutluluğu bulamamış olmak, hala doğduğum şehirde yaşıyor olmak benim yenilgimdi. Doğru. Ama onlarla barışmak, onları sevmek ve onları öğretmen olarak kabul etmek benim seçimimdi. Ve ben, ne yaşarsam yaşayayım yolumdan ayrılmamayı, mutlu olmayı ve güçlü olmayı seçtim. 

Evrenin işaretlerini takip ederek, yol boyunca tanıştığım her şeyi öğretmen olarak kabul ederek ve kendim hakkındaki en zor gerçeklerle yüzleşip affederek büyümeyi öğrendim. Öğrenme serüveninin asla bitmeyeceğini, evrenin daima genişlediğini ve her an her şeyin değişebileceğini, sabaha yeni bir günün başlayacağını öğrendim. Göz yaşlarımın yağmur olup beni yeşertmesine izin verdim. 

İksir içtim değiştim.

O zaman önce ne yapıyoruz, kendimizi tanıyoruz. Yani; güçlü yanlarımızı keşfedip onları geliştirmeye devam ediyoruz, mücadele ettiğimiz şeyleri fark edip onlarla barışıp onları öğretmen olarak kabul ediyoruz. Ve asla öğrenmekten vaz geçmiyoruz.

2- Güne erken başlayın

Normal uyanma saatimi sadece 1 saat erkene aldım. Sadece bu kadar. Ve bu bile benim güne daha iyi başlamamı sağladı. Erken kalkmak, erken uyumayı da beraberinde getirdi. Gün içinde daha ayık ve daha enerjik dolaşmaya başladım. Günü daha derinden ve daha kuvvetlice yaşamaya başladım. 

Günlük rutinleri değiştirmek, hayattaki büyük değişimler için basit ve kalıcı bir adım aslında. Erken uyanmakla beraber, kahvaltı, egzersiz, yoga, duş ve günlük planlamayı dahil edince saatlerim uzadı, verimliliğim arttı ve günün sonunda kendimi daha işe yarar hissetmeye başladım. 

3- Spor & düzenli egzersiz

Günlük rutinlerime sporu eklemek beni hem bedensel hem de ruhsal daha sağlıklı bir insan haline getirdi. 

Basit hareketlerle başladım. Sabahları uyandıktan sonra ve geceleri uyumadan önce en fazla 15-20 dk ayırarak yaptığım hareketler ile bedenimde somut değişimler görmeye başladım. Reglim aylar sonra ilk defa düzene girdi, kilo verdim, bacaklarım ve belim inceldi, aynaya baktığımda daha güzel ve mutlu bir kadın görmeye başladım, pantolonlarım bol gelmeye başladı...

Sonra hemen gidip bir spor salonuna yazıldım. Ve en güzeli de artık fotoğraflarla "öncesi&sonrası" yapabiliyorum :)

Karşılaştığım en güzel şey de, çok yakınımdaki insanlardan duyduğum "Zeynep sende bu aralar bir farklılık var." cümlesiydi. "Evet..." dedim ben de onlara, "Değişiyorum."

4- Yoga & Meditasyon yapın

Aslında neredeyse bir buçuk senedir yoga yapıyorum. Ama ara vermiştim. Artık yeniden kendime bir yol çizmem gerektiğine karar verdim. 

Çünkü yoga yapmak beni ruhsal olarak iyileştiriyordu. Kendimle yüzleşebilmeye, korkularımı keşfedebilmeye ve bunlarla mücadele edebilmeye başlamıştım. Aslında sadece yogayla alakalı bir yazı yazmak istiyordum ama sanırım onu kitabıma ekleyeceğim. Hayatımın mucizeleri bu şekilde başladı.

Eğer yoga yapmak istiyor ancak uygun bir hoca/ders bulamadıysanız, aslında internet çok fazla iş görüyor. Rahatlıkla internette ücretli ya da ücretsiz mobil uygulamaları, Youtube kanallarını, Yoga eğitmenlerinin yazılı veya görsel içeriklerini veya podcastler bulabilirsiniz.

* Playstore'da "Meditasyon - Uyku, nefes, farkındalık" mobil uygulaması sanırım karşılaştığım en iyi uygulama. Size yıllık bir ücret karşılığında bir çok farklı alanda meditasyon rehberliği (doğru terim bu mu, emin değilim) yapıyor. Uygulamada herhangi bir ödeme/kart bilgisi vermeden ücretsiz demoyu da kullanabilirsiniz.

* Youtube üzerinde "Kundalini Lovers" isimli kanal aracılığı ile de yoga yapabilirsiniz. Son zamanlarda Kundalini Yoga'ı öğrenmek istediğim için özellikle Esra Banguoğlu Oğut ve Kundalini Lovers kanalının içeriklerini incelemeye başlamıştım. 

* ayratown.com adresinden Esra Banguoğlu Oğut'un Kundalini Yoga hakkındaki içeriklere ulaşabilirsiniz.Site üye olmanız ve bütün içeriklere ulaşabilmeniz için ücret ödemeniz gerekmekte. Ancak ücretsiz içerikler de mevcut. 

* Spotfy ile güzel bir kaç podcaste de ulaşmıştım ancak şu an hesabıma giriş yapamadığım için isimleri veremiyorum. İlk fırsatta ekleme yapacağım. 

5- Sağlıklı beslenin

Yemek yemek benim için mutluluk kaynağı hatta kendimi ödüllendirme şeklimdi. Bu yüzden dur durak bilmeden kilo aldım. Çünkü dur durak bilmeden yemek yiyordum.

Yemek yemenin benim için çözümleyemediğim mutsuzluğu bastırma yöntemim olduğunu fark ettiğim an durdum. Bu şekilde mutlu olmaya çalışmak bana sadece 2 senede 10 kilo kazandırmıştı. Giysilerim içinde kendimi mutlu hissetmiyordum, sevdiğim elbiselerimi giyemiyordum ve çevremdekiler bana ısrarla "Bak Zeynep dikkat et, kilo alıyorsun." dedikçe ben onlara "Size ne!" diyerek karşılık veriyordum. Asla tartılmıyordum, bu durumla yüzleşmek istemiyordum. Ama bu durumun gittikçe canımı sıktığını anladığımda durdum, önce tartıldım, sonra kendime bir hedef koydum. 

Tabi ki aslında 15 kilo versem ancak ideal kiloma ulaşacaktım. Ama 15 kilo gözümde çok büyüdüğü için bebek adımlarıyla ilerlemeye karar verdim. İlk hedefim 2 ay içinde 7 kilo vermekti. Diyetisyenlere gidip, kendime uzun uzun diyet listeleri hazırlamadım. Sadece bazı şeyleri hayatımdan çıkarttım, bazı şeyleri hayatıma dahil ettim. 

Öncelikle bana zarar veren ilişkileri hayatımdan çıkarttım. Kendimi değerli hissetmeye buradan başladım. Sonra hamur işlerini, gazlı içecekleri, paketli ve hazır gıdaları, şekeri ve fast foodu hayatımdan çıkarttım. Bakın mevcut durum nasıldı: Her gün sabah ve öğlen poğaça yerdim, akşam mutlaka beyaz ekmek yerdim. Günde 1 litreye yakın kola içerdim. Acıktığım ya da canımın istediği herhangi bir anda bolca çikolata tüketirdim. Canım ne zaman sıkkın olsa (inanın bu çok sık oluyordu) kendime waffle alırdım ve her hafta (bir dönem her gün) mutlaka fast food yerdim. Hayatımdan çıkarttığım bunca şey, bana sağlığımı geri getirdi.

Kahvaltıyı, meyve ve fındıktan oluşan ara öğünü hayatıma soktum. Canım istediğinde (10-15 günde 1 kere) tatlı yedim, çikolata krizlerimi bitter çikolatayla bastırdım ve asla ama asla gece yemek yemedim. Günde en az 2 litre su tüketmeye başladım. Akşam öğünümü neredeyse yarıya indirdim, yani tabağımdaki porsiyonları küçülttüm. 

Eğer cesaret edebilirsem öncesi&sonrası fotoğrafımı da paylaşırım burada, belli mi olur. :)

6- Pozitif kalın

Bu en son madde değil aslında. Bu devamlı yanımızda, cebimizde taşımamız gereken bir sihirli değnek. Biliyorum; hayat zor, insanlar acımasız falan filan. Belki bazı şeyleri seçemeyebiliriz; ailemizi, doğduğumuz coğrafyayı ve kültürü ama mutlu olmayı veya mutsuz olmayı seçebiliriz. Belki işinizi, eşinizi ya da arkadaşlarınızı değiştirmek bu aşamada size imkansız gibi gözüküyor. Ama yaşadıklarımıza nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz. İlişkinizi bitirdikten sonra günlerce, gecelerce ağlamayı seçebilirsiniz. Ayağa kalkıp yeni hayatınıza "Merhaba" demeyi de seçebilirsiniz. Kurban rolünü oynamayı bırakıp, hayatınızın sorumluluğunu almayı; insanları ve hayatı suçlamak yerine kendi inanç sisteminizi değiştirmeyi seçebilirsiniz. İşte o zaman, gerçek sizden saklanamayacaktır.

İnanın ki tuzum kuru falan değil. İnanın ki klavye başında bunları söylemek kolay falan değil. Çok zor süreçler yaşadım, anlatmaya cesaret edemeyeceğim kadar. Sonra sadece bakış açımı değiştirdim ve ben değişince her şey değişti.

Yankı hikayesini bilirsiniz öyle değil mi? Bir çocuk dağda "Senden nefret ediyorum." diye bağırdı ve "Senden nefret ediyorum." sesini işitti. "Sen bir korkaksın." diye bağırdı, dağ ona "Sen bir korkaksın." diye yanıt verdi. Sonra durdu, düşündü ve fark etti ki; duyduğu ses yine kendi sesiydi. Sadece bir yankıydı. Ve dedi ki "Seni seviyorum.",  "Seni seviyorum." diye karşılık verdi dağ. İşte yaşadığımız hayat da böyle bir şey.

Mevlana da der ki "Kardeşim, sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olur, diken düşünür dikenlik olursun." ve ekler "Aradığın şey kadar değerin. Neyi arıyorsan O'un sen."

Okyanusun ötesinde görüşmek üzere...

Zeynep Buket Akdeniz































1 yorum:

  1. Oldukça etkileyici bir serüven ve umarım www.insanvehikayesi.com daki kategoriler başlığının altındakilere bakma fırsatınız olur ve içerikler size katkı sağlar.
    Yolunuz açık olsun.
    Emre İşlek

    YanıtlaSil