13 Ocak 2016 Çarşamba

Bir Meleğin Bir Koruyucuya Mektubu



Bana adını söyle küçük kız. Yeniden başlayalım yaşamaya ve yeniden başlayalım sevmeye.


İnanır mıydın 6 sene önce, Cem'in ölümünü yazdığın o gece, yüreğinin ortasına o bıçağı saplarken, bir Lotus Meleği'ne aşık olacağını ve affedileceğimi, affedileceğini?
İnanır mıydın küçük bir kızken büyüyüp böylesine yasak bir aşkın peşinde düşeceğine? Ah be Güneş, Adem bile Havva'ya bu denli helal değildi bir meleğin bir koruyucuya ait olduğu kadar. İnanır mıydın küçük kız, mutlu olmaktan böylesine korkacağına?


Yaşadığımız herşeyi yaşamamız gerektiği için yaşarız. Ve bu derin bir konu. Ama bildiğim bir şey var Güneş. Bunun hiç bir önemi yok. Sen buradasın, benimlesin.


Ama sen , SEN ola ki, gel'emezsin bana. Sen ben ol, öyle düş yollara.
Ve bunun için mutlu olmaktan vazgeçmek zorunda değilsin. Buna inanmak istiyorusun ama inanmaya da korkuyorsun.
Korkma! Cesur ol!


"Cennet beklentim yok ki, cehennem korkum olsun" diyorsun. Atma kendini ateşlere Güneş. Çık mevzundan. Cehennemi tanıdın, tattın oddan. Sıra hurilerinde, hurma yapraklarında, sıra ab-ı hayat sularında. Sıra cennette.


Hadi Güneş! Korkma mutlu olmaktan, başarmaktan.


Bazen küçük kızların Güneş olabilmesi için melekler yaratılır, melekler insanlaşır ve melekler aşık olur. Ne tuhaf değil mi bir meleğin bir koruyucuya aşık olması.

Okyanusun Ötesinde görüşmek üzere...




                                                                                                                                            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder