22 Kasım 2016 Salı

İtiraf Manifestosu: Yüreğine Dokunanlara Selam Olsun!



Güz bulutları döküldü saçlarına küçük kız. El değmemiş ellerin kirlendi, pamuk parmakların küflendi. İnce çığırtkan bir sesin içinde kayboldun. Dünyama hoşgeldin küçük kız, dünyama hoşgeldin.

Son yıllarımı en derin varoluşsal sorularım içinde boğularak geçirdim. Önce aynaya baktım ve kendimi keşfettim. Düştüm yollara, elime bir kitap aldım, onu yol arkadaşım yaptım. Hayatınızda milatlar oldu mu hiç? Koca bir çağ kapattım kendimde de Simyacı’yı okuyup koca bir çağı yeniden başlattım. Eğildim, kulağımı değdirdim yere. Rüzgar uğultusu gibi bir ses işittim. Parmaklarımla dokunmak istedim sese, başaramadım dostlarım. Ne sese dokunabildim ne de yüreğime.

Doğduğum ilk andan beri yaşadığım kayboluşun yerini buldum. Kendimi buldum sandım da çölün rüzgarına aldandım. Sarıyı çok sevdim mesela. Çölün güneşle birleştiği o şehri çok sevdim. Tozun kokusunu, o devasa taş yığınlarını, rüyalarımı ve kaldırımda uyuyan köpeği çok sevdim. Kalbimi söküp çıkartacak kadar çok sevdim ve çıkarttım da. Bir gece bir ilham düştü yüreğime. Dedi ki bana “Git.” “Sen olmadan gitmem.” dedim, dinlemedi. Bağırdı, çağırdı, ağladı ve en sonunda yüreğimi gömdüğüm o koca kitabı alıp yaktı. Yüreği yanan bir küçük kız oldum o geceden sonra, pervane oldum. Ateşe uçtum. Pare pare oldum da gözümün önünden gitmedi kitaplarımı parçaladığım o gece. Öldüm. Defalarca. Her hatırladığımda öldüm, yeniden dirildim ve yeniden öldüm dostlarım. İşte bu yüzden “Ölüm Yolculuğu” dedim adına. Adım kutsanmış sandım çöl kuyularındaki sularla. Susuzluğum gider sandım. Yürüdükçe susadım, susadıkça koştum, koştukça öldüm dostlarım.

Neyime güvendim de düştüm yollara?

İnanın bilmiyorum. Deli bir çığırtkan ses “Git.” dedi. Bildiğim ve inandığım tek şey bu oldu. Ama haklıydı, kolay olmadı.

Peki şimdi? Neredeyim ben? Kimim?

Eriyip gidiyormuşum gibi. İnanın ben de bilmiyorum. Acılarıma değememekten korkuyorum. Yüreğime değememekten korkuyorum. Değemeyip içinde, o uçsuz kuyuda bir sebep bulamamaktan korkuyorum. Bir sebep… Bir bağ… Adı her neyse.

En karanlık noktadayım. Ya yola edeceğim, ya terk edip gideceğim.

Bana ışık görünür mü dersiniz?

Umarım…

Yüreğime hoşgeldiniz.

Okyanusun ötesinde görüşmek üzere.


4 yorum:

  1. Işık senin içinde...Hatta ışık bizzat Sen'sin...

    YanıtlaSil
  2. Bu nedenle ışığa pek uzak sayılmazsınız küçük kız...

    YanıtlaSil
  3. Ha bu arada bir dostum asla korkmamam gerektiğini öğütler hep...Korkmamaliyiz...

    YanıtlaSil
  4. Korku da korkusuzluk da fıtratımızda varsa seçim bize mi ait oluyor o zaman? Belki topyekün gerçekliği yok ettik. Veya topyekün delirdik. Ya da topyekün hakikate dokunduk. Hiç bilmiyorum. Artık gerçekliğin yalan oldğu bilgili sandığımdan daha gerçek. O zaman u da gerçek değil.. Paradokslarda kaybolmak :) Selam olsun bizlere :)

    YanıtlaSil