7 Ekim 2018 Pazar

Ufak Tefek Yolculuklar



"Beni korkutan tek bir şey var." diyordu Dostoyevski, "Acılarıma değememek."

Sandım ki bir infakla her şey düzelecek. Sandım ki ben yola düşmeye karar verdiğimde, bana tüm yollar açılacak. Ama kayboldum. Bile bile, "Gitme." diyen herkesin gözü önünde kayboldum. Kendi arzularımdan, tutkularımdan vuruldum. Kendi kendimi terk ettim. Sandım ki, "Güneş" olunca, gece bitecek, soğuk geçecek. Ama bilemedim; pervane gibi yanacakken, soğuk okyanuslarda yolumu kaybettim.

Yazarsam geçer sandım. Ama öykülerim kül olduğundan beri, yüreğimdeki tüm sesler de sustu. Okursam geçer sandım. Ama kitaplarımın her bir sayfasını parçaladığımdan beri bana küstü satırlar.
Gidersem geçer sandım. Çantamı hep kapının arkasında sakladım. Ama gidemedim. Kapıdan dışarı atamadım kendimi. Yollar uzadı, ben yola varamadan yollar ip oldu da uzadı. Karanlığa gömüldü sonra. Göremedim.

Ama sonra fark ettim de, hep yolculuk hikayeleri dinlerken odanın bir köşesinde, bütün gidenlerden daha çok gitmişim ben. Hatta herkes kalmış, bir ben gitmişim. Soğuk okyanuslardan içmişim, sıcak çöllerden geçmişim, güneşin yağmurunda ıslanmışım. Ben gitmişim. Ama gittiğimi gören olmamış. Bu yüzden yolda kaybolmuşum. Sonra yeniden bulmuşum ve sonra yeniden kaybolmuşum.

Acılarıma değememekten korkuyorum. Kaybolduğumda, yolun karşıma çıkartacağı güzellikleri görememekten korkuyorum. Kum tanesinden arşa kadar, tüm ruhumla temas ettiğim gerçekliği bulamamaktan korkuyorum.



Ve demiştim ki bir gün yüreğime "Olur da uzaklaşırsam senden, sensiz yaşamama izin verme. Al canımı." Onsuz yaşamama izin verdi. Onu görmeden, dinlemeden, konuşmadan ve hatta sevmeden yaşamama izin verdi.

Acılarıma değememekten korkuyorum. Tüm bu yaşananların bir anlamı yoksa ve ben tüm kaybolmuşluğumla, yaşadığım ezaya değemeyeceksem, pare pare kül olurken yeniden dirilemeyeceksem; o zaman boşa yaşanmıştır onca şey. Ve ben boşuna yakmışımdır kitaplarımı, öykülerimi. Özkan boşuna ölmüştür ve Güneş öylece yapayalnız kalmıştır.

Daha da kötüsü, hikaye hiç bir zaman baştan yazılmamıştır.

Yeniden, yeniden ve yeniden toprağa gömülmüşüzdür.

Kim bilir, belki de yaşanan onca şey; sadece onlara değebilmem için yaşanmıştır. Nasıl derdi Hayal, "Yaşadığımız her şeyi yalnızda yaşamamız gerektiği için yaşarız."

Okyanusun ötesinde görüşmek üzere...




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder